
DUS’ta Yeni Düzenleme: Yük Yine Genç Dişhekimlerinde
ÖSYM’nin Tıpta Uzmanlık Kurulu’na ilettiği yazı doğrultusunda; TUS, DUS ve Tıpta Yan Dal Uzmanlık Sınavlarının yılda bir kez yapılmasına yönelik süreç başlamış olup, Bakanlık DUS ve Yan Dal sınavlarının 2026’dan itibaren yılda bire düşürülmesini kabul etmiştir. Ayrıca kontenjanlarda bir azalma yapılmayacağı, iki sınavda verilen toplam kontenjanın tek sınavda ilan edileceği belirtilmektedir.
Ancak bu düzenleme, uzmanlık eğitimi alanındaki en temel sorunu çözmemektedir. Fakültelerin her 6 ayda bir uzmanlık öğrencisi almak istememesi ve mevcut kontenjan fazlalığının eğitim kalitesini zorlaması, uzun süredir devam eden ve giderek ağırlaşan yapısal problemlerin sonucudur. Bu problemlerin başında ise dişhekimliği fakültelerinin kontrolsüz biçimde çoğaltılması ve kontenjanların plansız şekilde artırılması gelmektedir.
Yeni Mezunların Omuzlarına Yüklenen Ağırlık
Bugün Türkiye’de dişhekimliği alanında yaşanan tüm bu plansızlığın en ağır bedelini, ne yazık ki yeni mezunlar ödemektedir. Meslek hayatına adım atan genç hekimler:
•Artan fakülte sayısı nedeniyle rekabetin olağanüstü seviyelere çıktığı,
•Kamuda istihdam olanaklarının daraldığı,
•Özel sektörde ücretlerin düştüğü,
•Serbest çalışmada maliyetlerin hızla arttığı,
•Uzmanlık eğitimi için rekabetin katlanarak zorlaştığı,
•Eğitim ve istihdam arasındaki dengenin tamamen bozulduğu bir ortamda mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır.
DUS’un yılda bir kez yapılması bu yükü hafifletmek bir yana, aynı toplam kontenjanın tek sınava yığılması sebebiyle rekabeti daha da sertleştirecek, yeni mezunların üzerindeki baskıyı artıracaktır. Genç meslektaşlarımız, eğitim alanındaki plansızlığın ve fakülte kontenjan artışlarının yarattığı sistemsel sorunları üstlenmek zorunda kalmaktadır.
Sorunun Gerçek Kaynağı Göz Ardı Edilemez
Sınav sayısının azaltılması gibi yüzeysel düzenlemeler yerine; dişhekimliği eğitiminin niteliğini koruyacak ve mesleğin geleceğini güvence altına alacak adımlar atılmalıdır. Bunun için:
•Fakülte açılış kriterleri yeniden tanımlanmalı,
•Mevcut kontenjanlar eğitim kapasitesi ile uyumlu hale getirilmeli,
•Uzmanlık eğitiminin kalite ve kapasite standartları güçlendirilmeli,
•Sağlık insan gücü planlaması bilimsel verilere dayalı olarak yapılmalıdır.
Aksi halde, bugün alınan kararlar yalnızca yüzeyde bir iyileştirme görüntüsü yaratacak, esas yükü ise geleceğin dişhekimleri ve yeni mezunlar taşımaya devam edecektir.